17. VASİYET

Muhiddin-i Arabî buyuruyor:

ALLAH’ın, kullarında en büyük HAKKı, şirk etmemekte.

Şirk iki kısımdır.

Birisi açık şirk, diğeri gizli şirk’tir.

Her şeyi yaratan, alan, veren ALLAH’dır.

Yalnız, dünyada bir takım sebebler koymuş.

Âlemde cari hadiseleri o sebeblere bağlamış.

Onların sebebler, kanunlar olduğunu unutup onlara meyletmek ve işlerini onlara bağlayıp ALLAH’ı unutmak, gizli şirk’tir.

Mü’mine en zararlı şey, esbaba bağlı olmaktır.

ALLAH’ın varlığını, birliğini hemen hiç inkâr eden yoktur.

ALLAH’ın İlâhlığında (Mabud’luğunda) şirk, açık şirk’tir.

Dünya gavurlarının ekserisi, Evleviyet’le şirk edenlerdir.

ALLAH’ı fiillerinde Birleşmeyenler, gizli şirk erbabıdırlar.

Hadis’i şerif meali:

“ALLAH’ın, kullarında hakkı nedir bilirmisiniz?

ALLAH’a ibadet etmek, hiç bir sûrette şirk etmemektir.”

”Nefyin siyakında vaki nekreler umum ifade eder.”

Yani gizli ve açık şirk etmemektir.

Sonra, Resûlullah şöyle buyurdu:

“Şirk etmeyenlerin ALLAH’da hakkı nedir bilirmişiniz?

Onlara azab etmemektir.”

Şirkin iki nev’inde de azab vardır.

Mü’min bilmeli ki; esbab ALLAH’ın kanunları ve âdetleridir.

Bir şeyin meydana gelmesinde hakiki müessir değildirler.

ALLAH, isterse esbabsız da yapardı diye inanmalı...

İnsanların en zayıf yerleri rızık’dır.

Rızkını servetinden gücünden, kuvvetinden veya efendisinden bilip onlara bağlı bulunanlarla;

“Rabb’im bana çalışmayı emretti.

Rızkımı verecek.

Bunlar birer sebebtir.

Bunlara sarılarak rızkımı aramak, benim vazifemdir.

Bu âlemde ALLAH’ın, âdeti ve kanunu böyledir” diyenler arasında fark vardır.

Birisi. Mü’min ve mütevekkil’dir.

Sebeblere bağlı olanlarda ise, gizli şirk vardır.

Kendini yokla, eğer, tamamen sebeblere bağlı isen, şirk’ten daha kurtulmamışsın.

Senin için azap vardır.

Eğer, kalbin ALLAH’a bağlı, sebeblerin varlığı, yokluğu nazarında müsavi ise, Mü’minsin.

Mütekki’sin ALLAH’a şükret!..