Muhiddin-i Arabî buyuruyor:
Hayâ’lı ol! ALLAH’da hayâ’lıdır.
Hayâ’lı olanları sever.
Kıyamette; İslâmiyette ihtiyarlamış, saç, sakal ağartmış olanlardan, ALLAH hayâ eder.
Yâni, onları affeder, azap etmez.
Çünkü, Hayâ’nın mânası terketmek demektir.
“ALLAH, sivri sineği misâl getirmekten çekinmez” Âyetinde de bu mânâyadır.
Müşrikler, güya kendi akıllarınca, ALLAH büyüktür, sivri sinekle falan misâl vermez dediler.
Halbuki en büyüğünü yaratmakla en küçüğünü yaratmakta fark yoktur.
Belki sivri sineği fil sûretinde yaratmak daha acayibdir.
Hayâ’nın insanda yeri çoktur.
Hayâ bir san’attır ki menfaati, her şeyde, onu gösterene aitdir. Hayâ, utanacak bir şey yapmamak değildir.
Mü’min, her yerde, her hâlini gören ve bilendir.
ALLAH’ından utanır dünya ve âhirette kendini mahcup mevkiye düşürecek bir iş işlemez.
İşte bu hâl, Hayâ’dır.
“Hayâ imandandır” buyrulması, sahibini günahlardan men’ ettiği içindir.
Peygamberimiz:
“Hayânın hepsi hayırdır.
Hayâdan ancak hayır gelir.
Utanmaya en lâyık olan da ALLAH’dır” buyurdular.