84. VASİYET

Muhiddin-i Arabî buyuruyor:

Dehre sövme!

Dehr ALLAH’ındır.

Eğer dehr ile zamanı murad ediyorsan, zamanın elinde bir şey yoktur.

İşler hep ALLAH’ın yed’-i kudretindedir.

Malım, malım diye kasılma, senin malın yiyip bitirdiğin, giyip eskittiğin, sadaka ile elden çıkardığındır.

Bunlardan başkası aleyhindedir.

Nereden topladın, nereye sarfettin, niçin depo ettin diye soracaklar.

Dinini öğren!

Din adamı âdil olur.

Kabir azabından, Deccalın şerrinden, Cehennem azabından, hayatında ve ölümünde sana arız olacak fitnelerin şerrinden ALLAH’a sığın!

Peygamberimiz, namazlarının sonunda yâni, kaide-i âhiresinde bu duayı okurlardı.

Kalbini ve kalbine gelenleri daima murakabe et!

Şeriat terazisine ver!

Onunla ayarla!

Şeytan, kürsüsünü kurar da avanesine oradan emirler verir. ALLAH’ın Arşı da su üzerindedir.

Şeytan bu hareketiyle halkı iğfal etmek ister.

Şeriatı bilmeyenlerle şeytan alay eder.

Ve onları çabuk aldatır.

Peygamberimiz Medine’ye teşriflerinde İbni Seyyad denilen bir yahudi kâhini vardı.

Resûl-ü Ekrem ona :

“Ne görüyorsun?” diye sordu.

“Deniz üzerinde kürsü görüyorum” dedi.

Resûl-ü Ekrem: “O şeytanın kürsüsüdür” buyurdular.

Kur’ân-ı Keriın’de ALLAH’ın Arşı su üzerindedir.

Sizi imtihan için yâni hanginiz daha iyi işlerde bulunacak.

İşte o iptilâ şeytanın fitnesidir.

Kendisini İlâh gibi tahayyül ettirir de oradan emirler verir.

O, mü’minlerin en büyük düşmanıdır.

Şeytanın şerrinden ALLAH’a sığın!

Bakıcı, büyücü, aldatıcı, kendine şeyh süsü verenlere inanma! Dinin gider.

Elde mizan şeriattır.

Ona uymayan şeyler şeytan yoludur.