89. VASİYET

Muhiddin-i Arabî buyuruyor:

Hakk’ında kötü bir şey söylemişlerse sükut et!

Bunu sana söyleyene tearuz etme!

Zennunu Mısri’ye Mütevekkil sordu :

“Sana zındık diyorlar ne dersin?”

Dedi ki :

“Hayır desem söyleyenleri yalancı, evet desem nefsimi yalancı yapmış olacağım bilaenaleyh sükut ediyorum!” dedi.

Bir mü’mini küçük düşürecek, utandıracak şeyleri söyleme!

Böyle söyleyenler cehennemin en şiddetli yerlerinde hapsolunurlar, diye Hadis-i şerif vardır.

Dininle dünyayı yeme! davul, zurna çalıpta para kazanmak, din ile dünyayı elde etmekten daha iyidir.

Şundan, bundan haber veren kâhini tastık etme!

Elinde, ağzında bulaşık varken uyuma!

Ve kimseye düşmanlık etme!

İki yüzlü olma!

Ticarette ihtikâr yapına! Birisi bir yere oturmuş ve tekrar oturmak üzere bir yere ayrılmışsa, onun yerine oturma!

Av muhahtır amma, sen av peşinde dolaşma!

Sana ikram olsun diye bir sandalye veya süt veya güzel koku takdim ederlerse reddetme!

Borca girerken ödemeğe niyetin sağlam olsun, ödemeğe muvaffak olursun.

Eğer niyetin çürükse, borçlu kalırsın.

Borçlu ölenlerin cenaze namazlarını Peygamberimiz kılmazdı.

Mü’min kardeşine üç günden fazla dargın durma!

Rast gelince ilk selâmı sen ver!

Hayırlı olursun!

İnsanlar ayağa kalksınlar, karşında el bağlasınlar diye bekleme!

Şefaat ettiğin kimsenin hediyesini ve ziyafetini kabul etmek riyâdır.

Kabahati sabit veya haklı bir tasfiye ve azledilmiş kimseler hakkında şefaat caiz değildir.

Böyle bir caniye şefaatte bulunmak.

ALLAH’ın lâinine sebeptir.

Şefaati kabul edeni de müşkül duruma sokmuş olursun.

Şefaat, haklı ve hayırlı şeylerde olur.