Muhiddin-i Arabî buyuruyor:
Hazreti Ali Keremullahı veche efendimize hitaben varid olan vasiyetlerden:
Hazretî Ali der ki:
“Resûlullah efendimiz bana vasiyet etti Ve :
“Yâ Ali bunları hıfzet hayır görürsün!” buyurdu.
Yâ Ali !
Câhillikten daha beter fakirlik yok.
Akıldan daha güzel mal yok.
Kendini beğenmekten daha korkunç yanlışlık yok.
Müşavereden daha kuvvetli yardımcı yok.
Yakut (sağlam bilgi) gibi imân yok.
Fenalıkları bırakmak gibi koruyucu yok.
Güzel huylar gibi soy sop yok.
Tefekkür (düşünmek) gibi ibadet yok.
Yâ Ali !
Her şeyin bir âfeti vardır :
Sözün âfeti yalan,
İlmin âfeti unutmak,
İbadetin âfeti riyâ,
Zekatın âfeti övünmek,
Şecâatin âfeti zulüm,
Cömertliğin âfeti başa kakmak,
Güzelliğin âfeti kendini beğenmek,
Asaletin âfeti kasılmak,
Hayatın âfeti meşru olan vazifelerini yapmaktan utanmak,
Hâlin âfeti yenilik, ibadetin âfeti usanmaktır.
Yâ Ali!
Birisi seni yüzüne karşı methederse :
“ALLAH’ım! Beni onların dediğinden hayırlı eyle, bilmedikleri şeylere beni aff eyle!
Onların sözü ile beni sorguya çekme!” de.
Onların sözlerinden salim kalırsın.
Yâ Ali!
Oruçlu iken, iftar ederken :
“ALLAHım! Senin rızan için oruç tuttum ve verdiğin rızıklarla da iftar ediyorum!” de.
O gün, ne kadar insan varsa hepsinin sevabı kadar sevab kazanırsın.
Oruç tutan kimsenin, ALLAH yanında makbul bir duası vardır.
iftar ederken besmele çeker ve :
“Ey mağfireti bol ALLAHım! Beni af eyle!” derse af olunur.
Yâ Ali!
Güneşe ve aya karşı oturma, arkanı dönde otur.
Güneşte de çok oturma hastalık gelir.
Yâ Ali!
Yâsin-i şerifi çok oku!
Aç, susuz, çıplak kalmazsın.
Hastalık, korku, zindan görmezsin.
Yalnız kalmazsın.
Her yerde hürmet görürsün.
Bir şeyine kaybolmaz.
Bir hastanın başında okursan, ecel gelmişse, ölümü âsân olur. Akşam okuyan sabaha, sabah okuyan akşama kadar emin olur.
Yâ Ali!
Yatarken Tebâreke Sûresini oku!
Kabir azabı görmezsin.
Münkir, Nekir sual sormaz.
Ya Ali!
“ KULHU VALAH-U A H A D “’i abdestli olarak oku!
Kıyamet gününde :
“Ey ALLAH’ını metheden! Kalk Cennete buyur!” derler.
Yâ Ali!
Kötü sözlerden ve kötü gözlerden korunmak için “Maşaallah!” de! “LâHavle. . .” oku!
Yâ Ali!
Zeytin yağı ye ve vücuduna çal!
Şeytan yaklaşamaz.
Yâ Ali!
Yemeğe başlarken tuzla başla!
Sonunda da tuzla bitir!
Bir çok dertlere devadır.
Yâ Ali!
Yemeğin başında Besmele çek!
Sonunda da Hamd et!
Sonuna kadar melekler sevab yazarlar.
Yâ Ali!
Evinden çıkarken Âyet-ül Kürsü’yi oku!
İşlerin kolaylaşır.
Yâ Ali!
Yalnız sefere çıkma!
Şeytan seninle beraber çıkar.
Yâ Ali!
Çocuğun olursa, sağ kulağına ezân oku, sol kulağına ikâmet getir! O çocuğa şeytan zarar yapamaz.
Gök aylarının başında ve ortasında şeytanlar çok faal olurlar. Kendinizi koruyun!
Şerlerinden ALLAH’a sığının.
Yâ Ali!
Sail’i reddetme!
İsterse at üzerinde gelsin, bir şey ver!
Verilen sadaka sail’den evvel ALLAH’a gider.
Sabah erken sadaka vermeli.
Çünkü, belâ ve musibetler sadakanın önüne geçemezler.
Yâ Ali!
Fakirleri miskinleri sev!
ALLAH da seni sever.
Yâ Ali!
Evine girince evdekilere selâm ver!
Evinin bereketi artar.
Yâ Ali!
Güzel huylu ol!
Böyle olursan, oruç tutanların, namaz kılanların derecesine ulaşırsın.
Yâ Ali!
Öfkelenme!
Öfkeli insana şeytan istediği şeyi yaptırır.
Yâ Ali!
ALLAH’ın affedici olduğunu unutma!
Daima ALLAH’dan mağfiret iste!
ALLAH, meleklerine buyurur ki :
“Kulum, Ben’den başka kimsenin günahları mağfiret edemez olduğunu bildi. Şahid olun. Ben kulumu affettim!”
Yâ Ali!
Yeni bir elbise giyersen, eskisini bir fakire giydir!
O elbise fakirin üzerinde bulundukça ALLAH’ın hıfzındasın.
Yâ Ali!
Camiye girerken:
“ALLAH’ım! Bana rahmet kapılarını aç!” de!
Çıkarkan da:
“ALLAH’ım! Bana rızık kapılarını aç!” de!
Yâ Ali!
Doğru, yalan ne olursa olsun, ALLAH’a yemin etme!
Ağzını yemine alıştırma!
“Yeminlerinize ALLAH’ı siper yapmayın!”
ALLAH, yalan yere yemin edenleri temizlemez. Ve onlara merhamet etmez.
Yâ Ali!
Dört şey varki şeytandandır:
Ağlamayan göz,
Katı kalb,
Uzun emel,
Dünya sevgisi.
Yâ Ali!
Dişlerini temizle!
Aralarında yemek parçaları kalmasın.
Melekler sevmezler.
Hazreti Ali derki:
“Resûlullaha, Bakara sûresinin otuz yedinci âyetindeki:
“Âdem, Rabb’inden kelimeler belleyip onlarla yalvardı. ALLAH ta tövbesini kabul buyurdu.”
Bu kelimeler ne idi diye sordum.
Resûlullah buyurdular ki:
“ALLAH, Âdem’i Hindistan’a, Havva’yı Cidde’ye yılanı İsfahan’a, şeytan’ı Bisan’a indirdi.
Cennet’te en güzel mahluk, yılan ile tavus idi.
Âdem’i igfalde şeytana yardım ettikleri için onlar da gazaba uğradılar.
Hazreti Âdem Hindistan’da başını semâya kaldıramadı, ağladı ve müteessir olarak oturdu.
Bir gün Cebrail geldi selâm verdi.
ALLAH’ın selâmını da tebliğ etti.
Ve dediki :
“Rabb’in soruyor :
“Ben onu kudretimle yarattım, Ruhumdan Ruh nefhettim. Meleklere secde ettirdim, Havva’yı ona eş ettim. Bu hüzün ne?”
“Yâ Cebrail, civar-ı Rabb-ı Âlâdan buraya indirildim!”
“Yâ Âdem, şöyle dua et:
“ALLAH’ım! Muhammed hürmetine sana iltica ediyorum! Ben günah işledim, nefsime zulmettim. Beni af eyle!”
Sonra Havva ile birleşince dedilerki:
“Ey Rabb’imiz! Kendimize yazık ettik. Eğer bizi esirgemezsen zarara uğrayanlardan olacağız.” dualarını yaptılar.
İnsan, dünyada babasının yolunda gitmeli.
Babamız kusurunu itiraf etti.
ALLAH’dan mağfiret istedi.
ALLAH da hem affetti.
Hem de en büyük saltanatı ve elçiliği ihsan etti.
Şeytan, ALLAH’a kafa tuttu :
“Beni azdırdın!” dedi.
Ebediyyen mel’un oldu.
ALLAH’a boyun eğmeli, kusurlarını itiraf etmeli, ALLAH’dan daima af ve mağfiret istemeli.
Âdem’in oğlu olduğunu böylece isbat etmeli.
Şeytan suyu içipte ALLAH’a kafa tutanlar, nisbeti Âdem’e değil şeytana bağlamış olurlar.”
Yâ Ali!
Yılanı öldür!
Yâ Ali!
İnad olma!
Sonra pişman olursun.
Dilini daima hayıra alıştır!
Âhiretin en şiddetli azabı dildendir.
İnsanların en büyük dertleri, hased, hırs, gazap, kizb’dir. İnsanların şerlisi yalnız geçen, kimseye menfaati dokunmayan, hizmetçilerini dövenlerdir.
Daha şerlisi, hayrı umulmayan, şerrinden korkulan kimselerdir.”